Güzel Kokunun Cinselliğe Etkisi
Koku kişinin çekici yada itici olmasında en etkili etkenlerden birisidir. Öncelikle insan kötü kokulardan temizlenmelidir. Mesela ter kokusu kişinin yanındakini rahatsız eden kötü bir kokudur. Bu şekilde kötü kokan birisinin yanında bulunmaktan çoğumuz rahatsız oluruz. Konu cinsel ilişkiye gelince bu durum çok daha farklı bir boyut kazanır. Çünkü yakınlık daha da arttığı için güzel kokunun da kötü kokunun da dozu artmış olur.
Ayrıca afrodizyak etkisi olan kokuların cinselliğe etkisi bilinen bir gerçektir.
Peygamberimizin hayatına baktığımızda da güzel kokunun ayrı bir yeri olduğu görülmektedir. Onun (s.a.v) kendisi ve teri çok güzel koktuğu halde ayrıca güzel kokular kullanır ve kullanılmasını da tavsiye ederdi. Ayrıca Peygamberimiz şu ifadelerle güzel kokuyu sevdiğini de bildirmiştir: “Dünyanızdan bana kadınlar ve güzel kokular sevdirildi. Mutluluğun doruğuna da namazda erdirildim.”
Şimdi güzel kokuyu cinselliğe etki eden faktörlerden birisi yönünden erkek ve kadın için ayrı ayrı inceleyelim.
Erkeğin Kokulanması
Peygamberimiz güzel kokuyu kullandığı gibi, çevresindeki erkekleri de kullanmaları konusunda teşvik etmiştir. Cuma ve bayram namazlarına giderken ve toplum içerisine çıkarken güzel koku kullanılması sünnettir.
Erkeklerin güzel koku ile kadınların arasında bulunmasında da bir sakınca yoktur. Erkeklerin güzel koku kullanmasında yasaklanan tek bir hususu bulunmaktadır. Bu da erkeklerin sürdükleri kokunun sürülen yerde renk ve iz bırakmamasıdır. Bu konuda peygamberimiz şöyle buyurmuştur.
“Yâla b. Mürre (r.a) anlatıyor. Allah’ın Resûlü Yâla’nın yüzünde rengi belirgin bir koku görünce ona sordu:
‐ Eşin var mı? (Bu koku sana karından mı bulaştı?)
‐ Hayır yok, Ya Resûlallah!
‐ Git, hemen bu kokuyu yıka. Hemen git, git onu yıka, sakın ha bir daha da böyle rengi belirgin bir koku sürünme.”
Allah’ın Resûlü, erkeklere, sürüldükleri yerde görülür bir renk oluşturan kokuların ve kokulu maddelerin kullanımını yasaklamıştır. Yasakladığı için de, ‐uyarıya rağmen‐ rengi belirgin bir koku sürünen sahâbînin selâmını almamış, üzerinde böylesine bir koku bulunan kişinin, Allah katında namazının kabul olunmayacağını ve cenâzesinde meleklerin hazır bulunmayacağını duyurmuş ve olması gerekeni de şöylece bildirmiştir: “Erkeklerin kullanabilecekleri koku; rengi belirsiz olup, kokusu belirgin olandır.”
Sonuç olarak diyebiliriz ki, alkol ihtiva etmeyen ve belirgin bir renk oluşturmayan akıcı veya katı bütün kokular ve kokulu maddeler erkekler için helâldir.
Erkeklerin Cinsellik için Koku Kullanması
Erkeklerin genel olarak güzel kokular kullanmalarının gereklerinden bahsetmiş olduk. Şimdi bir de cinsel cazibe amacıyla koku kullanma konusuna bir bakalım.
Erkekler normal hayatta koku kullandıkları gibi elbette eşleri için de cinsel cazibe için güzel kokular kullanmalıdırlar. Peygamberimizin de sahabiler arasında ve elçileri kabul ederken koku kullandığı gibi eşlerinin yanında da güzel kokular kullanması diğer insanların da kullanmalarının caiz olduğunu göstermektedir.
Hz. Aişe validemiz şunları anlatmaktadır.
‐ Ben ‐Veda Haclarında ihrama girmeden önce‐ Allah’ın Resûlü’ne koku
sürdüm. O da eşleri ile ilişkide bulundu…
İslam alimleri bu hadisi Peygamberimizin eşleri için koku kullandığı şeklinde yorumlamışlardır. Benzeri hadislere de dayanarak cinsel ilişkiden önce güzel kokular sürünmenin Peygamberimizin sözlü ve fiili tavsiyesi olduğu kanaatine varmışlardır.
Kadının Koku Kullanması
Koku kullanma konusunda peygamberimizin hadisleri erkekleri olduğu gibi kadınları da kapsayıcıdır. Ancak bu konuda bazı farklar bulunmaktadır. Bu da erkek ve kadının doğal yapısından kaynaklanmaktadır. Kadınlar doğal halleriyle zaten erkekler için cazibelidir. Güzel koku bu cazibeyi daha da arttıracak bir etkendir. Bu kısıtlamaların da sebebi de bu cazibeyi arttırarak toplum içinde oluşabilecek problemlerin önüne geçmektir. Bu kısıtlama güzel koku ile erkeklerin arasına çıkmamaktır.
Güzel koku, kadınlar için bütünüyle câzibe unsuru olduğundan, mü’min kadının güzel koku sürünerek evinin dışına, yabancı erkeklerin arasına çıkması yasaklanmış; haram kılınmıştır. İslâm Dîni, kadını eşine karşı olabildiğince dişiliğini kullanmaya teşvik ederken, mahremi olmayan erkeklerden de korunmaya çağırmaktadır. Bu sebeple kadına dişi olarak ilgi çekmeyi yasaklamış; dişiliğini belirginleştirici güzel kokuyu da haram kılmıştır. Peygamberimiz bu konuda şöyle söylemiştir: “Her hangi bir kadın kokulanır, sonra da kokusunu alarak kendisine alâka duymaları için bir topluluğun yanına çıkarsa, o kadın (mânen) zinâcıdır. Şüphesiz (harama bakan) her göz de zinâcıdır.”
Bu hadîsden açıkça anlaşılacağı üzere güzel kokular sürünerek mahrem olmayan erkeklerin yanına çıkan kadın, günah işlemiş olur. Bu sebeple kadın, ibâdet etmek için camiye giderken bile koku kullanamaz. Bu şekilde koku kullanmak kadını hem günahkar yapar hem de ibadetinin kabulüne engel olmuş olur.
Hz. Ebû Hureyre karşılaştığı etekleri tozlu bir kadından parfüm kokusu alınca ona karşı şöylece serzenişte bulundu:
‐ Ey Cabbar olan Allah ın kulu! Yoksa camiden mi geliyorsun?
‐ Evet.
‐ Camiye gitmek için koku mu süründün?
‐ Evet.
‐ Ben sevgili dostum Allah Resûlü’nü şöyle buyururken dinledim:
‐ Camiye gelirken kokulanan kadın, evine dönüp de cünüblükten ötürü gusül abdesti alır gibi yıkanıp kokusundan arınmadıkça, Allah katında onun namazı kabul olunmaz.
Kadın için konulmuş bulunan bu koku yasağı, anlaşıldığı üzere yabancı erkeklere karşıdır. Ergenlik çağına gelmiş bir kız veya kadın; genel kural olarak babası, kardeşleri, amcaları ve dayıları gibi mahremleri yanında dilediği kokuyu kullanabilir.
Kadının güzel kokular sürünmesinin asıl amacı, kocası üzerindeki cinsel etkinliğini artırarak, cinsel tatmine ortam hazırlamak olmalıdır. Bu, hem bir hak, hem de bir kadınlık görevidir. İslâm bilginleri kadının kadınsı görevleri arasında güzel kokular sürünmesini zikretmektedirler. Bazı İslâm bilginlerine göre kadının kocasına karşı geçimsiz olmasının bir anlamı da onun için kokulanmamasıdır. Bu sebeple kadın kokulanmalıdır. Kokuların seçiminde ise kocasının zevklerine saygı duymalı, onun etkilendiği kokuları tercih etmelidir.
Hz. Aişe’ye kına hakkında soru soran bir kadına Aişe validemizin vermiş olduğu yanıt bu konudaki hassasiyetin nasıl olması gerektiğine örnek teşkil etmektedir. Buna göre Hz. Aişe Bir kadın Hz. Aişe’ye gelir ve kınalanmayı sorar. Hz. Âişe (r. anha) şöyle buyurdu:
‐ Kınalanmakta bir sakınca yoktur. Fakat ben kınayı pek sevmem. Çünkü sevgili eşim Allah’ın Resûlü, kınanın kokusunu sevmezdi.
Sözün özü, kadın, eşi ile olan cinsel hayatına renk katmak ve süreklilik kazandırmak için koku kullanmalıdır. Ana amaç da bu olmalıdır. Bunun içindir ki Allah Resûlü şöyle buyurmuştur: “Kocası yolculuğa çıkmış olup yanıbaşında bulunmayan kadının kokulanmaya hakkı yoktur.”
Adet Halindeyken Koku Kullanmak
Kadın, kocasına karşı cinsel câzibesini korumak ve artırmak için kokulanacağından, cinsel câzibesinin zayıfladığı âdet döneminde özellikle koku kullanmalıdır. Âdet halinde cinsel ilişki haramsa da, sevişmek helâldir. Kaldı ki bu dönemde vücûda yayılan ve de hoş olmayan koku, olumsuz bir etki bırakabileceğinden, mutlaka giderilmelidir.
Âdet döneminin sonunda kokulanmak gerekir ve bunun özel bir şekli de vardır. Âdetin bitince gusül alanması Rabbimizin Kur’ânî bir emridir. Bakar sûresinin 222. âyetindeki bu buyruğa göre asıl olan ve tercih edilmesi gereken yıkanılmasından sonra ilişkiye girilmesidir. Ancak Hanefî mezhebi müctehidlerine göre kadın, on günü doldurur veya on günü doldurmadan âdetini bitirir de bitimi üzerinden meselâ akşamla yatsı arası gibi bir namaz vakti geçerse, yıkanmaksızın cinsel ilişki helâl olur. Yıkanıldıktan sonra veya açıklanan ölçüler içinde yıkanılmadan önce ilişki kurulmak istenmesi halinde özellikle üreme organı hoş kokulu bir madde ile temizlenmelidir. Çünkü aşağıda sunulacak hadîsten anlaşılacağı üzere Allah Resûlü bu özel işlemi yıkanan kadınlara tavsiye buyurmuştur.
Hz. Âişe (r. anha) anlatıyor:
Bir kadın Allah Resûlü’ne şöyle sordu:
‐ Âdetimden temizlendiğim zaman nasıl yıkanayım?
‐ Üzerine misk sürülmüş bir bez parçası al da onunla temizlen.
Kadın, Allah Resûlü’nün ifade buyurmak istediğini anlamamış fakat Hz. Âişe ona kokulandırılmış bezle cinsel organını temizlemesi gerektiğini öğretmiştir. Yıkanan kadınlar, kokulandırma tavsiyesine muhâtab olduklarına göre, yıkanmaksızın kocasının arzusuna icâbet edecek kadınlar, öncelikle muhâtab olmuş olurlar.