Hadım Edilen Kişi Evlenebilir mi?
İslâm aile hukuku hadımlığı evlilik engeli saymaz. Fakat evlendikten sonra kocasının hadım olduğunu anlayan kadının, bu durumu ileri sürerek boşanma isteğiyle mahkemeye başvurup vuramayacağı hususu İslâm hukukçuları arasında tartışmalıdır. Ayrıntıda bazı farklı görüşler ileri sürülmekle genel olarak erkeğin cinsî birleşmede başarısız kalması kadının ayrılma talebi için yeterli görülmüştür. Eğer kocanın erkeklik organı kesik ise (mecbûb) bu durumda dört mezhebe göre de kadın boşanmak için mahkemeye başvurabilir ve bu talebi hemen yerine getirilir.
Nikâh akdinde kadın için belirlenen mehir, Hanefî ve Hanbelî mezheplerinde “halvet-i sahîha” ile kesinlik kazanır ve bundan sonra taraflar ayrılsalar da erkek mehrin tamamını öder. Hanefî mezhebine göre kocanın hadım olması bu hükmü değiştirmez. Eğer koca mecbûb ise Ebû Hanîfe’ye göre hüküm yine aynıdır. Ebû Yûsuf ve Şeybânî’ye göre ise bu durumda koca mehrin yarısını öder. Ancak her üç âlime göre de ayrılık halinde kadın iddet bekler. Hanbelî mezhebinde bu konuda farklı rivayetler vardır (bk. İbn Kudâme, VIII, 64-65)
Hadımlık kişinin hak ve yükümlülüklerinde bir değişiklik meydana getirmez. Hadımlar miras hukuku, şahitlik gibi konularda normal erkeklerle aynı statüye tâbi oldukları gibi kadınlarla olan sosyal münasebetleri açısından da diğer erkeklerden farkları yoktur. Meselâ müslüman bir kadının, yakın akrabası olmayan hadım bir erkekle yalnız başına bir arada bulunması veya böyle bir kişinin yanında el ve yüz hariç vücudunun herhangi bir yerini açması haramdır.