Bilgisayar Tarihi
Teknoloji insanoğlunun var olduğu günden beri var olmuştur. Ancak ilerleme hızı son birkaç yüzyıldaki kadar hızlı olmamıştır. Bilgisayarın geçmişine baktığımızda ise insanların hesap için kullandığı eski yöntemleri saymazsak çok eski olmadığını görürüz. Bununla birlikte bazı kaynaklarda abacüs ilk bilgisayar kabul edilmiştir. Abacüs’ü bilgisayarların atası olarak kabul edersek bu durumda bilgisayarların 2000 yıllık bir geçmişinden söz etmemiz gerekir. Bununla birlikte bilgisayarlar en hızlı gelişimini 20 yy.’da sağlamışlar ve günlük hayatımızın da her alanında kullanılır hale gelmişlerdir.
BİLGİSAYARIN TARİHÇESİ
İnsanlar tarih boyunca ihtiyaçlarına cevap verecek arayışlar içerisinde olmuş ve buna parelel olarak da buluşlar gerçekleşmiştir. Zamanla ihtiyaçlar artmış ve beraberinde de arayışlar da artmıştır.
İlk başlarda hesap işlemleri için parmaklarını kullanan insanlar, parmaklarının yeterli olmadığı yerlerde çakıl taşlarını kullanmışlardır. Ekonomik hesapların büyümesi ile daha büyük işlem yapma ihtiyacı duyan insanlar ilk bilgisayarların temellerini atmaya başlamış olmuşlardır. Şimdi bu tarihi seyre bir bakalım.
ABACUS : Hesap işlemleri için kullanılan aygıtları bilgisayarın ilk temelleri olarak kabul edersek Abacus İlk bilgisayardır diyebiliriz. Bu hesaplayıcının M.Ö 1000 yıllarında Çinliler tarafından kullanıldığı kabul edilmiştir. Günümüzde ilk öğretimde sayı saymayı ve basit matematiksel işlemleri öğrenmek için de kullanılan bu aygıt teller üzerine dizili boncuklardan meydana gelmektedir.
PASCALLINE : Hesap makinesi sayılabilecek ilk ciddi icat Fransız matematikçi Blaise Pascal tarafından geliştirilmiştir. Babası vergi dairesinde memur olarak çalışan Pascal 16 yaşında iken 1642 yılında Pascalline adlı hesap makinesini icat etmiştir. Değişik sayıda dişleri olan çarklardan meydana gelen bu makine toplama ve çıkarma işlemleri yapabiliyordu.
LEIBNIZ ÇARKI : Alman matematikçisi olan Gottfried Wilhelm Leibniz, Pascal’ın 1642 yılında hazırladığı hesaplayıcının fonksiyonlarını daha da arttırarak 1671 yılında Leibniz Çarkı adlı aygıtı icat etti. Bu aygıt; özel dişliler aracılığıyla toplama ve çıkarma işlemlerinin yani sıra bölme, çarpma ve karekök alma işlemlerini de yapabiliyordu.
FARK MAKİNASI : Bu konuda ciddi çalışmaları olan bir diğer kişide Charles Babbage ‘dir. Babbage matematiksel işlemlerin yanı sıra birçok işlemleri de yapabilen bir makine yapmayı planlıyordu. İngiliz hükümetinin parasal desteğini de alan Babbage uzun süren çalışmalar sonunda Fark Makinesini 1830 yılında icat etti.
Babbage daha sonra Analitik Makine adını verdiği proje üzerinde çalışmaya başladı. Bu makine buhar gücü kullanarak otomatik olarak çalıştırılacak ve diğer hesaplatıcılardan daha fazla fonksiyona sahip olacaktı. Babbage bu projeden istediği neticeyi alamadan 1871 yılında vefat etmiştir. Babbage’nin ölümü ile proje yarım kalmıştır.
Babbage analitik makinede mantıksal işlem birimi, veri depolama birimi, giriş çıkış üniteleri kullanmayı planlıyordu. Bu mantık günümüzdeki bilgisayarın temel prensibi olmuştur. Bu sebepten dolayı Babbage’ye bilgisayarın babası denilmiştir.
Ada Lovelace Analitik Makine prensibinde Babbage ile beraber çalışmış, ve ona yardımcı olmuştur. Ada Lovelace 1842 yılında yazdığı notlarında, Analitik Makinenin, hazırlanacak programlar ile insanlar tarafından çözümü bilinen problemlerin kolaylıkla çözülebileceğini anlatmıştır. Ada 36 yaşında öldüğünde geriye sadece notları kalmıştır.
MARK-I : Amerikalı istatistikçi Herman Hollerith 1890 yılı nüfus sayımında delikli kart kullanarak geliştirdiği makineyi kullanmıştır. Hollerith’in geliştirdiği bu makine J.M.Jaquard’in 1806 yılında kullandığı kart sistemini kullanıyordu. Mark-I, kartları verilen kodlara göre delerek bilgiyi kaydediyor, delikli karttaki bilgiyi tekrar okuyabiliyor ve bu bilgiyi kullanabiliyordu. Geliştirilen makinenin daha öncekilere göre üstünlükleri vardı. Fakat arzu edilen hız ve doğru sonuca ulaşılamamıştı. Mark- I insan müdahalesi ile işlem gördüğü için yarı otomatik çalışıyordu.
Mark -I ile delikli kartlara işlenen seçim sonuçları istenildiği kadar okunabildiğinden seçim sonuçlarının değişik parametrelere göre değerlendirilmesi yapılabiliyordu. Mark –I ile sayımın değerlendirme süresi dörtte bire düştü. Herman Hollerith makinesinde yaptığı değişikliklerle üretime 1896 yılında kurduğu “Tabulating Machine Company” adlı bir şirket ile devam etti. İleride bu firma başka bir firma ile birleşerek IBM ismini almıştır. Harward Üniversitesinden Howard H. Aiken tasarladığı ASCC projesi ile IBM firmasına gitti. Bu projeyi biraz daha genişletilerek 1944 yılında MARK – I üretildi. Mark – I saniyede 5 işlem yapabiliyordu. 18 m uzunluğunda ve 2,5 m yüksekliğinde idi. Mark- I insan müdahalesi olmadan sürekli olarak, hazırlanan programı yürüten ilk bilgisayar idi. Bununla birlikte Mark – I elektronik bir bilgisayar değildi.
ENIAC : Mark–I den kısa bir süre sonra Pensilvanya Üniversitesinde John Mauchly ile ENIAC ( Elektronik sayısal Hesaplayıcı ve Doğrulayıcı ) isimli sayısal elektronik bilgisayarı 1946 yılında tamamladı. Yapımında 18,000 adet elektronik tüp kullanılan ENIAC; 150 kwatt gücünde idi ve 50 ton ağırlığıyla 167 m2 yer kaplıyordu. Saniyede 5000 toplama işlemi yapabiliyordu. Mark-I’den 1000 kat daha hızlıydı. Eniac askeri amaçla üretildi ve top mermilerinin menzillerini hesaplamak için kullanıldı. En belirgin özelliği RAM bellek kullanılması olmuştur.
1946 yılında Amerika Birleşik Devletleri‟nde Savunma Bakanlığı adına balistik hesaplar için çalışmaya başladığında kimse bu makinanın böylesine hızla gelişeceğini ve yaşamımızda bu kadar önem kazanacağını tahmin etmemişti. Hatta adı henüz bilgisayar (yani İngilizcesi ile Computer) bile değildi. Bu makina sıkça bozuluyordu. İçindeki lambalı transistörler çok ısınıp bozuluyor ya da içeri sızan böcekler elektronik devrelerde sorun çıkartıyordu; bu iş o kadar baş ağrıtıyordu ki günümüzde program yazılımı sırasında sorun giderme işlemine verilen ad olan debugging (Türkçe deyimiyle böcekten arındırma işlemi) terimi ENIAC‟ın bilgisayar dünyasına armağanıdır. ENIAC bozulduğu zaman bakımcılar (programcılar henüz ortalarda yoktu) devrelerdeki ölü böcekleri temizlemek için ENIAC‟ı durduruyorlardı.
EDVAC : Aynı yıllarda matematikçi John Von Neumenin görüşleri doğrultusunda EDVAC ( Elektronik Soyut Değişken Otomatik Bilgisayar ) adli yeni bir bilgisayar ürettiler. Bu bilgisayar ENIAC ‘dan on kez daha küçük ve yüz defa daha hızlı çalışabiliyordu. Edvac, komutların diğer veriler gibi bilgisayara dışarıdan girilmesini sağlıyordu. Bu özellik programcılıkta büyük kolaylıklar sağlamıştır.
UNIVAC : EDVAC’dan sonra 1951 yılında UNIVAC isimli bilgisayar yapıldı. UNIVAC, ENIAC bilgisayarlarını yapan kişiler tarafından geliştirildi. UNIVAC ilk defa manyetik teyp kullanarak verileri depolayan bilgisayar idi.
IBM 700 SERISI : 1950’den sonra vakum tüplerinin sık olarak kullanılmaya başlandığı dönemlerdir. Univac ve IBM 700 serisi vakum tüpler kullanılarak yapılan elektronik bilgisayarlardır. Vakum tüplerinin çok enerji harcaması, ısınması bu bilgisayarın sürekli arıza yapmasına sebep oluyordu. Vakum tüplerin boyutlarının da büyük olması başka bir sorundu. Bu yıllarda program yazabilmek için kullanılan bilgisayar donanımının çok iyi bilinmesi gerekiyordu. Program yazmak için makine dili kullanılıyordu.
PHILCO TRANSAC S-200 IBM 1401 : 1947 yıllarında transistörün kullanılmaya başladığı yıllardır. Transistörler vakum tüplere göre az enerji harcayan, az yer kaplayan, fazla ısınmayan elektronik devre elemanlarıdır. Transistörlerin kullanılmaya başlanması bilgisayar dünyasına değişik bir renk katmıştır.
Philco Transac S-200 IBM 1401, transistör kullanılarak üretilen ilk bilgisayarlardır.
IBM 360 : 1960 ‘dan sonralar entegre devreler üretilmeye başlandı. Entegreler binlerce transistörü içerisinde bulunduran devre elemanları idi. Entegrelerin kullanılması; bilgisayarın boyutlarının küçülmesinin, maliyet azalmasına ve işlem hızının artmasına sebep oldu. Bu yıllarda manyetik diskler üretildi, entegrelerin kullanımı ile merkezi işlem birimleri üretilmeye başladı. IBM 360 entegre devre elemanının kullanıldığı ilk bilgisayarlardandır.
INTEL 4004 MIKRO İŞLEMCİSİ : 1970’den sonra entegre devre teknolojisi gelişimine devam etti. Ve entegreler birleştirilerek chipler üretilmeye başlandı. Intel 4004 entegrelerin birleştirilmesiyle hızlanan ilk merkezi işlem birimi sayılabilir.
APPLE I: 1975 yılında piyasaya çıkan apple iki üniversite öğrencisi tarafından bir evin garajında üretilmiştir. Apple’de klavye ve monitör bulunmuyordu.
IBM PC : Günümüzde de söz sahibi olan IBM firması ilk kişisel bilgisayarını 1981 yılında piyasaya sürdü. Kısa bir zaman diliminde standart haline gelen IBM PC’lerin 4 yıl sonunda bir milyonuncusu satıldı. Artık dünyanın her tarafında IBM uyumlu bilgisayarlar üretilmeye başlandı. Üretimi uzak doğu ülkelerinde daha yaygın olarak yapıldı. Yazılımlar da IBM PC uyumlu olarak yazılmaya başlandı.
Bu dönemden günümüze kadar bilgisayar teknolojisi akıl almaz bir hızla ilerlemiştir. İlk üretilen bilgisayarların kullanımı zordu. Fakat bilgisayarların donanımındaki gelişmeye paralel olarak yazılım alanındaki gelişmeler bilgisayarları bütün insanların kullanabileceği seviyeye gelmesine sebep olmuştur.
Günümüzde artık bilgisayarlar hem küçülmüş hemde işlevsel olarak yapmış olduğumuz her şeyde kullanılır hale gelmiştir. Artık spor yaparken bile attığımız adımları cebimizdeki telefon ile sayar hale geldik. Bu durumun şaşırtıcı tarafı ise bu kadar hızlı gelişmenin son bir yüzyılı bile doldurmuyor olması yani çok kısa zamanda çok fazla mesafe katedilmesidir. Artık yapay zekaya odaklanmış bir bilgisayar dünyası var ve çalışmalar hızla ilerlemeye devam etmektedir. Bakalım önümüzdeki yıllar bilgisayar teknolojisini nereye taşıyacak.