Kadınların Özel Günlerinde Namaz Kılmalarının ve Oruç Tutmalarının Hükmü
Bu konuda açık herhangi bir ayet bulunmazken hadislerde ifade edilen beyanlara dayanarak hüküm verilmiştir. Bu hadislere dayanarak verilen hükme göre kadınların özel günlerinde namaz kılmaları ve oruç tutmaları haramdır.
Konuyla ilgili rivayet edilen hadis-i şeriflerden bazıları şu şekildedir;
Aişe validemizden rivayet edildiğine göre "Ümmü Habibe'nin devamlı kanaması olurdu ve hiç temizlik görmezdi. Durumu Rasulullah'a (sav) bildirilince Efendimiz (sav) şöyle buyurmuşlardır. "Bu hayız değildir, rahimin bir rahatsızlığıdır. Normal zamanlarda hayız kanının geldiği kirlilik müddetine baksın. Her ay o müddet boyunca namazını terk etsin. Sonra bu müddet çıkınca hen namaz vaktinde yıkansın ve namazını kılsın." Nesaî'de şöyle bir ilave de vardır. "Ümmü Habibe'ye Rasulullah (sav), (her ayda) hayız olup kirli bulunduğu kadar namazı terk etmesini, sonra yıkanıp namazını kılmasını emretti. O, her namaz vaktinda yıkanırdı."
konuyla ilgili başka bir rivayet de şöyledir:
ümmü Seleme (ra) anlatıyor: "Rasulullah (sav) zamanında bir kadının kanaması vardı. Ümmü Seleme (ra) bunun hükmünü, onun adına Rasulullah'a (sav) soruverdi. Allah Rasulü (sav) şöyle buyurdu: "İstihaze kanı başlamadan önce, bir ay içerisinde kaç gün ve gece hayız kanı gelmekte olduğuna baksın, her ay o kadar müddetle namazı terketsin. Bu zaman çıkınca hemen yıkansın ve (fercine pamuk koyup) bir bezle sargı yaparak namazını kılsın."
Aişe validemimizin mevlası Mercane de şu rivayeti nakletmiştir: "Kadınlar Hz. Aişe'ye içerisinde pamuk bulunan bez (yada kap) gönderirlerdi. Bu pamuklar hayız kanıyla sarı lekeler taşırdı. (Bu safhada) namaz kılınıp kılınmayacağını sorarlardı. Hz. Aişe "Beyaz akıntı geçinceye kadar acele etmeyin." şeklinde cevap verirdi. Beyaz akıntıdan temizliği kast ederdi.
Başka bir rivayette Peygamberimiz (sav) kadınların dinlerinin eksik olduğunu söylediğinde bunun sebebini sormuşlar. Efendimiz şöyle cevap vermiştir. "Hayız döneminde namaz kılmazlar, oruç tutmazlar. Bu durum onların dinlerinin eksik oluşunun ifadesidir.
Sıralamış olduğumuz bu ve benzeri rivayetlerden hareketle kadınların âdet günlerinde namaz kılmayacağı ve oruç tutmayacakları konusunda sahabe arasında icma haline gelmiş ve ulema arasında da bu konuda ihtilaf olmamıştır.
Burada namaz ve oruç arasında kaza edilme açısından bir farklılık vardır. Adet bittikten sonra tutulmayan oruçlar kaza edilir ancak namazlar kaza edilmez.
Bununla ilgili de bazı rivayetler şu şekildedir:
Buhari ve Müslim'de geçen bir rivayette Hz. Aişe'nin anlattığına göre bir kadın kendisine:"Temizlendiğimiz zaman kıldığımız mutad namaz bize yeter mi? (hayızlı iken kılamadıklarımızın kazası gerekir mi?)" diye sormuş, Hz. Aişe de şu cevabı vermiştir:Sen Haruriyye (Harici) misin? Biz Rasulullah (sav) ile beraberken adet gördüğümüzde tutamadığımız oruçları kaza etmemizi söylerdi, fakat namazların kazasını söylemezdi."
Adet günlerinden sonra namazların kaza edilemeyeceği, oruçların ise kaza edilmesi gerektiği konusunda da ulema ittifak etmiştir. Bunun hikmeti olarak da namazın çok olmasından dolayı insanlara zor geleceği, ancak orucun yıl boyunca kolaylıkla kaza edilebileceğini söylemişlerdir.
Kadınlar Özel Günlerinde Tutmadıkları Namazları Niçin Kaza Etmezler?
Kadınların özel zamanlarında ibadetlerden muaf tutulmalarının elbette bir çok hikmetleri vardır. Bu günlerde ibadetlerden muaf tutulmayı Allah Teala'nın bir merhameti ve şefkati olarak değerlendirmek gerekir.
Bakara Suresinde bu durum bir rahatsızlık, bir eza şeklinde ifade edilmektedir. Bu ezanın perde arkasında ise birçok rahmet ve güzellik bulunmaktadır. İnsanloğlunun meyvesi olan çocuk bunlardan sadece bir tanesidir. Bununla birlikte kadına bir zorluk olan bu dönemde Allah Teala bazı mükellefiyetleri ortadan kaldırmakla bu zorluğu kadın için kolaylaştırmaktadır. Ayrıca normal zamanlarında ibadetlerini düzenli yapan bir kişi bu dönemde yapamadığı ibadetlerinden de yapmış gibi sevabını alacaktır.
Kadınlar bu dönemde namaz gibi ibadetlerle sorumlu tutulsalardı kendileri için bu zor dönem tamamen çekilmez hale gelebilirdi. En başta namazın şartlarından olan abdest çok zor hale gelecek, kadının fizyolojik durumundan dolayı abdesti sürekli bozulacaktır. Belki de namaz esnasında gelen akıntılar yüzünden bir vakit namaz kılabilmek için bir kaç defa namazı bozulacak tekrar tekrar abdest alıp namaza baştan durması gerekecektir. Böyle bir durum ise zaten zorluk olan bir dönemi daha da zor hale getirecektir. Erhamürrahimin olan Allah burda da bir kolaylık vesilesi olarak bu dönemde bazı ibadetlerden kadınları muaf tutmuştur.
Burada sadece konuya bir bakış açısı olarak değerlendirme yapmaya çalıştık. Ancak bu meselenin daha bildiğimiz ve bilemediğimiz bir çok hikmeti olabilir. Konuya bu kakış açısı ile bakmak daha anlaşılır hale getirecektir.