Hz. Adem
Hz. Âdem, iftar vaktini beklemede bir miktar acele edecek ve akabinde, tevbe için ellerini kaldırıp Rabbine yalvarırken
bir aralık Hz. Âdem’in gözleri, arşın direkleri üzerindeki
yazıya takılacak ve duasını şöyle değiştirecekti:
– Allah’ım! Sen’den beni, ‘Muhammedün Resûlullah’
hakkı için bağışlamanı diliyorum.
Duanın yöneltildiği makamdan gelen ses:
– Henüz yaratmadığım halde sen, Muhammed’i nereden
biliyorsun, diyordu.
Bunun üzerine, Hz. Âdem, büyük bir ihtiram ve saygı
içinde şunları söyledi:
– Ey Rabbim! Yed-i Kudret’inle beni yarattığın ve Rûh-u
Pâk’ından bana nefhettiğin zaman, başımı kaldırdığımda, Arşın
direkleri üzerinde şu yazının nakşedilmiş olduğunu gördüm:
“Lâ İlâhe İllallah, Muhammedün Resûlullah.”
Biliyorum ki, Sen adının yanına ancak, yaratılmışların en
hayırlısının adını yaklaştırır ve adınla onun adını yan yana
nakşedersin!
Bu kadar samimi ve yürekten bir talep karşısında şöyle
bir nida gelir:
– Doğru söylüyorsun ey Âdem! Şüphesiz ki O, Benim için
mahlûkatın en sevimlisidir. O’nun hakkı için istediğin sürece
mutlaka bağışlarım seni de! Zira, Muhammed olmasaydı Ben,
seni de yaratmazdım.