Dil Öğrenmede Klasik Ötesi Yöntemler

Globalleşen dünyada artık sadece anadil konuşmak ne ticari nede kültürel olarak yeterli değil. Hepimiz biliyoruz ki iş başvurularında artık ilk sorulardan birisi bildiğiniz yabanca diliniz oluyor. Hatta ikinci, üçüncü, dördüncü dilleriniz nelerdir şeklinde sorular sorulabiliyor. Ancak ülkemizde beklenti ile insanların bu beklentiye göre kendilerini geliştirmeleri konusunda çok ciddi bir tezat var. Bu kadar çok ihtiyaç olmasına rağmen dil eğitiminde tam bir başarı elde edildiğine söylenemez. Ülkemizde dil eğitimi gerçekten ciddi bir problem haline gelmiştir.

Bizde durum böyle iken İngiliz Matthew Youlden 9 tane dili ileri seviyede konuşabiliyor ve çok daha fazlasını da anlayabiliyor. Peki bizler ikinci bir dili bile öğrenirken çok zorlanırken Matthew nasıl oluyor da 9 dili rahatlıkla konuşabiliyor.

Meslektaşı Jhon Eric Gordon şöyle anlatıyor Matthew'i: Ben ikinci bir dil öğrenirken kendimi sancılar içinde buluyorum. O ise, konuşmasında bukalemunun renk değiştirmesi gibi diller arasında nakiller yapıyor. Bir gün bana dedi ki: Eğer ikinci bir dil öğrenme imkanınıza inanmıyorsanız bu nasihatlere dikkatinizi vermelisiniz.

Matthew dil eğitiminde altın değerinde tavsiyelerde bulunuyor. Eğer yeni bir dil öğrenmek istiyorsanız siz de bu tavsiyelere kulak verin ki bir dil öğrenmek için yıllarınız uçup gitmesin.

Matthew'den Tavsiyeler:

1. Niçin Yapacağınızı Bilin ve Motive Olun

Herhangi bir dil öğrenmek için açıkça bir sebebiniz yoksa, eğitim yolculuğunuzu tamamlama olasılığınız çok düşüktür. Çünkü motivasyonunuzu kolayca kaybedersiniz. Bu sizi tek başına harekete geçiremez. Motivasyon en güçlü seviyede olursa, öğrenme fırsatları da aynı şekilde en güçlü seviyede olur.

Motivasyonlar nelerdir: Yolculuk, eğitim, yeni arkadaşlarla tanışma, yeni kültürlerle karşılaşma. vb. Bir dili öğrenmeye karar verdiğinizde motivasyonun yeteri kadar güçlü olması gerekir ki o dili tam öğrenebilesiniz.

Tamam. Bu dili öğrenmek istiyorum. Bu dilde, bu dil için ve bu dil ile elimden gelenin en iyisini yapacağım, şekllinde kendinizi motive etmelisiniz.

2. Dili Hayatınızın Bir Parçası Haline Getirin

Önceki eğitiminiz nasıl geçti? Tercih ettiğiniz bir metot var mıydı? Matthew’e göre eğitimde kullandığınız araçların neler olduğunun bir önemi yoktur. Önemli olan hırslı olmaktır. Dil bizden her gün pratik yapmamızı ister.

Matthew: Ben yeni bir dil öğrenirken en baştan mümkün olduğu kadar çok, kendimi o dile veriyorum. Gün boyu o dili kullanmaya yöneliyorum, onunla düşünmeye çalışıyorum. Kendi kendime de olsa konuşmaya, e posta yazmaya çalışıyorum. Müzik ve radyo dinliyorum. Herhangi yeni bir dil öğrenmek için kendini dilin kültürüne daldırmaya çalışmak çok önemli iştir.

3. Kendinize Bir Eş Arayın

Matthew öğrendiği birçok dilde ikiz kardeşi Michael ile sohbet ettiğini söylüyor. Matthew sekiz yaşında iken, kardeşi ile beraber ilk öğrendikleri yabancı dilin yunanca olduğunu doğruladı. Matthew ve Michael her biri bu atmosferde dayanışma ve sağlıklı rekabet konularında bir çok beceriyi kazandılar.

Matthew: Biz çok heyecanlı idik ve hala öyleyiz. Hedefi gerçekleştirmek için birbirimizi teşvik ederdik. O, ondan daha iyi öğrendiğimi fark ettiğinde, benden daha iyi olmak için gayretini arttırıyordu. Ben de onun yaptığını yapıyordum. Eğer sizin, dil öğrenmede bu heyecan verici mücadeleyi yakalayacak ikiz kardeşiniz yoksa, zorlukların üstesinden gelmede birbirinizi destekleyeceğiniz bir arkadaş aramanız sizi daha iyi yapar. Her şey sadece bundan ibaret değil elbette. Ama öğrenme macerasında size ortak olacak kişinin varlığı yani kendisiyle konuşabileceğin, daima kendisini dinleyebileceğin kişinin varlığı, bir dili iyi şekilde öğrenmede çok önemlidir.

4. Yeni Diliniz ile Eğlenceli Vakit Geçirin

Matthew, yunanca ile yazmaya ve şarkı bestelemeye çalışıyordu. Siz de öğrendiğiniz dil ile müzik dinleyebilir, film izleyebilir veya bazı oyunlarla pratik yapabilirsiniz. Bu işler öğrenmenin zorluğunu kıracak ve dili hayatınıza dahil etmenize en büyük şekilde katkı sağlayacaktır.

5. Küçük bir çocuk gibi davranmaya çalışın

Öğrenmede daha çocuksu bir metoda çağırıyor Matthew. Çünkü çocukların en ayırt edici özelliği hata yapmaktan korkmuyor olmalarıdır. Onlar hata yaparlar. Günlük  düzeltmeleri kritik olmayan şeyler olarak hatırlarlar. Oysa İnsanlar büyüdükleri zaman hata yapmaktan çok korkuyorlar. Zorda kaldıkları olaylardan dolayı oluşan korkuları onları kontrol altına alıyor. Bu duygulardan kurtulmaları ve öğrenmede daha cesaretli olmaları gerekir. Hata yapmaktan korkmamaları gerekir. Çevrenizdeki ana dillerini bile iyi konuşamayanlara bir bakın. Nasılda hata yapmaktan korkmuyorlar.

6. Kelimeleri Ezberlemeyin

Ezberleme uzun yıllar boyunca yabancı dil öğrenmeye alıştığımız geleneksel bir metot olabilir ve bunun sonucu açık. Dil öğrenmede gözle görülür bir ilerleme kaydedemeden yıllar geçiyor ve başkaları belki de aylar içinde hızlıca bir dili tam olarak öğreniyorlar. Çünkü konuşma, manayı aktarmaya gücü yeten anlaşılır cümlelerden oluşuyor, kelimelerden değil. Kendinizi ifade ettiğiniz cümlelerde kullanamazsanız, kelimelerin hiçbir anlamı yoktur.

Cümleleri ve terkipleri öğrenmeye konsantre olmanız gerekir. Doktor James Osher’e göre cümle öğrenenler İngilizceyi dört kat daha hazlı öğreniyorlar. Ayrıca cümle öğrenenler kuralları daha iyi öğrenmektedir.

7.      Önce Dinleyin

Herhangi bir dil öğreniminde en önemli kural budur. Ki bunu bütün dilciler tavsiye ederler. Dinleme, yeni bir dil öğrenmenin anahtarı ve ilk adımıdır. Düşünün, siz, ana dilinizi, muhtemelen harflerin ve başlıca kelimelerin yazılışlarını öğrenmeden önce öğrendiniz, istediklerinizi ifade edebildiniz ve başkaları sizi anladı. Dil, dinleyerek ve pratik yaparak gelişen sosyal bir ifade tarzıdır. Bu gerçeğin çok iyi farkında olmaya çalışın. Çoğu dil öğrencisinin yürürken ve toplu taşıtlarda kulaklarına neden kulaklık taktığını düşünün.

Bu yazımızla ilgili videomuzu izleyebilirsiniz.