"ANA" Kitap Özeti

Kitabın Adı: Ana

Yazar: Maksim Gorki

Kişiler: Pavel, Nilovna(ANA), Andrey, Saşa, Rıbin, Mihail, Nikolay

Konusu: Devrim öncesi Rusya’da gelişen kapitalizmin yarattığı sömürü ve sefaleti işlemektedir. İşçilerin ve köylülerin sefil koşullarda çalışıp , yoksulluktan kırıldığı Rusya’da devrimci mücadeleyi ve genç bir işçi olan Pavel’in bu mücadeleyle tanışması konu edilmektedir.  Pavel’in vesilesiyle Annesi Nilovna’da devrimcilerle ve devrimci mücadeleyle tanışmıştır. Sıradan bir ev hanımı olan Nilovna mücadele içinde bilinçlenmiş ve artık “Ana” olmuştur. O bir devrimcidir ve davası için bedel ödemekten kaçınmaz. An gelir bir fabrikada bildiri dağıtır, an gelir köylere halkı bilinçlendirmek için gider, an gelir kanlar içinde tutuklanır. Mücadele ruhunu çok iyi şekilde yansıtan bu kitap bütün dünyada ilgi görmüştür.

Ana Roman Özeti (Maksim Gorki)

Nilovna Rusya’da bir kasabada yaşayan bir işçinin hanımıdır. Koca dayağı, erkeklerin sürekli içip sarhoş olmaları, kaba davranışları, kadınlara sürekli hizmetçi gibi muamele yapılmaları Rusya'da sıradan bir hale gelmiştir. İstemeden de olsa evlenmiş olduğu kocası ile yaşadıkları  da Nilovna için bu tipik durumdan farksızdır. O da ülkenin bu genel halinden nasibini almış bu bunaltıca aile hayatı onun da kaderi olmuştur. Bütün bunaltıcılığına rağmen bu şekilde yaşamayı kanıksamıştır.

Bu durum etraftaki diğer aileler için de pek farklı sayılmazdı. Herkes yazılı olmayan hayali bir sözleşme yapmış gibi aynı kısır döngü içinde yaşamını sürdürmektedir. Bunun yanında kasaba sakinleri birbirlerine karşı da düşmanca düşünceler beslemekte ve her fırsatta ciddi kavgalar çıkarmaktadırlar.

Nilovna'nın aksi ve inatçı kocası Mihail hastalandığında , hastaneye dahi gitmeyi kabul etmemiş, buna yeltenen Nilovna’yı dayakla tehdit etmiştir. Bir süre hastalık ve acılarla boğuşan kocası sonunda öldüğünde Nilovna, oğlu Pavel ile kalakalmıştır. Pavel önündeki tek rol model olan babasının ölümünün hemen ardından tıpkı onun gibi olmaya heveslenmiştir. Bir gün oldukça sarhoş bir halde eve gelir. Fakat bünyesi içtiği az miktar içkiyi dahi kaldıramamış ve kendisi dahi bu haline pişman olmuştur.

Zamanla siyasi düşüncelere ilgi duyan Pavel sosyalizmi öğrenmeye başlar. Kitap okur, arkadaşlarıyla toplantılara katılır. Bu durum Pavel'in hayatında ciddi değişikliklere sebep olur. Yaşıtlarından oldukça farklı davranmaya başlar. Ağırbaşlı bir delikanlı halini alır. Yaşıtları gibi içki içmez, eğlencelere katılmaz, sessiz sakin bir hayat yaşamaya başlar. Ancak bu sakinlik sıradan bir sakinlik değildir, saygı duyulacak bir alır zamanla. Çünkü öğrendikleri Pavel'i olgunlaştırır. Annesi Nilovna, Pavel’in bu durumuna önce anlam veremez hatta biraz korku duymaktadır. Bir taraftan da hoşuna gitmektedir. Çünkü hayattaki tek varlığı olan oğlu, bir ömür kendisine çektiren babası gibi bir hayat yaşamıyor, aksine imrenilecek bir kişiliğe sahip oluyordu. Nilovna, zamanla oğlunun bu durumunun sebebini keşfeder, keşfetmekten öte onun böyle olmasına vesile olan dostları eve gelip toplantılar yapmaya başlarlar. Nilovna bu durumdan endişe etmeye başlar. Çünkü sosyalistlerin Hristiyanlık hakkındaki görüşlerini bilmektedir ve oğlunun herhangi bir nedenden ötürü tutuklanmasını istememektedir.

Ancak Pavel, annesinin endişelerine rağmen zamanla daha aktif hale gelir, bilinci geliştikçe mücadelesinde sorumluluk alır. Evlerinde kalan Andrey tutuklandıktan bir süre sonra Pavel ‘de çarlık polisi tarafından tutuklanır. Her türlü aydın ve demokrat düşünceye karşı olan Hükümet tutuklama furyasına Pavel’i de dahil etmiştir. Pavel’in, çalıştığı fabrikada işçileri bilinçlendirmek için dağıttığı bildiriler tutuklanmasına yol açmıştır.

Başlarda durumdan endişe eden Nilovna da oğlundan etkilenmiş, evlerinde yapılan toplantılardan öğrendikleri ile Sosyalizmi benimsemiştir. Oğlunun mücadelesine gittikçe daha çok saygı duymaya başlamıştır. Oğlu tutuklanınca hem onun üzerine aldığı fabrikada bildiri dağıtma işinin akamete uğramaması için hem de mahkemede bildirileri dağıtanın oğlu olmadığına delil olması için oğlunun çalıştığı fabrikada işe girmiştir. Amacı Pavel’in mücadelesini sürdürmek ve içeriye bildirileri ulaştırmaktır.

Bir süre sonra Andrey hapisten çıkar. Ana zamanda Andrey’in yardımlarıyla ilerleyen yaşına rağmen okuma-yazma öğrenir. Ana Andrey’i de tıpkı oğlu gibi sevmeye ve güvenmeye başlamıştır. Pavel hakkında bilmediği bir takım durumları Andrey ona anlatır. Ana Pavel’in Saşa’yı seviyor olmasına rağmen mücadeleleri için evlenemediğini öğrenir.

Pavel içeriden çıkmıştır fakat polis onu artık rahat bırakmayacaktır. Evlerine baskınlar devam eder. Polisle işbirliği yaparak arkadaşlarını ele veren İsay’ın öldürülüşü baskıları daha da artırmıştır. Aynı dönemde yoğun 1 Mayıs işçi bayramı çalışmaları sürmektedir. Ana,  1 Mayıs’ta bayrağı oğlunun taşıyacağını haber alır. Bu, o dönem Rusya’sında hapse girme, kürek yada sürgün cezası sebebidir. Bu durumdan endişe duyan Ana, Pavel’in vazgeçmeyeceğini de çok iyi bilmektedir.  1 Mayıs gelip çatmıştır, çok sayıda insan sokaklara çıkmıştır. Pavel, elinde bayrakla kalabalığın en önüne geçer. Halk Pavelin arkasında bir süre yürür. Zaman zaman kargaşalar yaşanır. Askerler halk ile karşılaştıklarında  kaçışmaca başlar. Orada kalan Pavel, Andrey ve az sayıda devrimci tutuklanır.

Ana bu olayın ardından partinin yönlendirmesiyle kente gider. Nikolay adında bir gencin evinde kalır. Ancak o artık dört duvar arsına sıkışmış kalmış bir ev hizmetçisi gibi yaşamayacaktır. Oğlu sayesinde tanıştığı devrimci mücadelenin bir parçası olmuş ve davaya hizmet etmek istemektedir. Pavel’in arkadaşı Ribin zulmeden iktidara karşı kanlı bir devrimin haklılığını düşünürken, Pavel, Andrey ve arkadaşları insanları bilinçlendirmek için çalışmalar yapma taraftarıydılar. Ribin de bilinçlendirmenin doğruluğunu kabul ederek, insanları bilinçlendirmek için köylere gider. Ana bu noktada da sorumluluk alır ve köylere gidip Rıbin’e kitap ve bildirileri taşır.

Ribin'e kitap ve bildiri götürdüğü bir seferde bir fabrika işçisiyle tanışan Ana, onun hasta bedeni ve anlattıkları ile sömürünün gerçek yüzünü anlar, Ne için mücadele ettiğini daha iyi kavramıştır artık. Ardından başka bir devrimci yoldaşın zatürre nedeniyle ölmesini, başka birinin kafasının parçalanmasını görmüştür.

Aradan bir süre geçtikten sonra yine bir gün Rıbin’e bildirileri götürür. Ancak bu sefer Ribinin yakalandığını görür.  Polisler halkın önünde Ribin'i vahşice döverler. Bu deneyimler insanları bilinçlendirme konusunda onu daha da hırslandırmıştır. Her geçen gün mücadelesine daha sıkı bağlarla bağlanmaktadır. Zamanla konuşma ve hitabet yeteneği gelişen Ana kendine olan güvenini de artırmıştır.

Mahkeme zamanı geldiğinde Ana oğlu, için endişe duymaktadır. Savcının soruları dinlenir ve Ana, Pavel ve diğer yoldaşlarının korkusuz ve kararlı tavırlarını açıkça görebilmektedir. Pavel sömürücü kapitalizmi etkileyici bir dille eleştirmiş ve teşhir etmiş , işçilerin ve halkın genelinin içinde bulunduğu sefaleti gözler önüne sermiştir. Hakim onun sözlerini keser, bu durumda diğer   yoldaşları da mahkemede ifade vermeyi reddederler. Mahkeme tarafından sürgün cezasına çarptırılırlar. Ana kararı sevinçle karşılar. Çünkü Pavel’in sürgünden kaçacağını düşünmektedir. Pavel’in mahkemede yaptığı etkili konuşma bildiri olarak basılır ve halka dağıtılır. Ana bu sorumluluğu alır ve bildirilerin dağıtımına başlar. Trenle köye giderken bir ajan tarafından izlendiğini farkeder. Ajan ona doğru gelmeye başladığında bağırarak sistemin sömürücü ve aşağılık yüzünü anlatır. Tıpkı Pavel gibi oda insanları mücadeleye çağırır, daha güzel bir dünyanın mümkün olduğunu haykırır. Ardından kanlar içinde yaka paça tutuklanır.